29 Mayıs 2012 Salı

kamu malı değilim.



YORUMSUZ;


Celladına âşık olmak

Stockholm’de 23 Ağustos 1973 günü bir soygun oldu.
Soyguncu, bir bankayı silahla bastı içerdekileri rehin aldı.
Polis hemen binayı kuşattı.
... Buraya kadar her şey “normal”di.
Ancak kuşatma 5 güne uzayıp polis de korsan da taviz vermeyince rehinelerde huzursuzluk başgösterdi.
Halk, soyguncuyu sevmeye, polise tepki vermeye başladı.
Sonunda kriz, polis baskınıyla çözüldü ama yaşananlar, psikolojiye bir terim kazandırdı:
“Stockholm Sendromu.”
Yani rehinenin rehin alana, kurbanın avcıya, mahkzmun celladına âşık olma hali...
* * *
Dün bir kısım muhabir ve köşe yazarının, Ak Parti İstanbul Kongresi’nde konuşan Başbakan’la ilgili yazdıklarını okuyunca Stockholm Sendromu’na yakalandıklarını düşündüm.
Tek sesli-tek şefli gösteride Erdoğan her zamanki agresif üslubuyla köşe yazarlarını fırçalarken dedi ki:
“Daha düne kadar üniformalılar sizi arayıp yazdıklarınızdan dolayı azarlıyordu. Karşılarında hazırola geçip aldığınız emir doğrultusunda yazı yazıyordunuz. Sizi tasmalarınızdan biz kurtardık.”
Bu ağır itham karşısında ne beklersiniz?
“Köpek” iması ile işaret edilenlerin, meslek onuru bir kenara, hiç değilse kişisel itibar uğruna Başbakan’ı dava etmesini, en azından iki satır yazıyla itiraz etmesini değil mi?
Ne gezer!
Belki muhtemel bir adli soruşturmadan kurtulmaya hayrı olacağını umarak, belki de “Madem kaçış yok” diye zevk almaya çalışarak, yeni model tasmalar için Başbakan’a doğru boyun uzattıklarını gördük.
Utandık.
* * *
Biz, dün askerce tasmalananlardan değildik; bugün de Başbakan’ın tasmaladıklarından olmayacağız.
“Ak tasmalı gazeteciler” kadar, dışardan yularlı politikacılara, hocalara, paşalara da karşı duracağız.
Başbakan’ın, sadakat ayinlerinde alkışlandıkça coşan egosuna alkış tutmayacağız.
Uludere’yi unutturmak, “cambaza bak”tırmak için ortaya attığı kürtaj tartışmasına dalmayacağız.
AK Partili kadınlar, Başbakan’ın tarihin yayılmacı despotlarından kopya çektiği “Bolca doğurun” emrini ve “Bedeninize ne yapacağınıza ben karar veririm” tavrını yine Stockholm Sendromu gereği destekleyebilir.
Biz, hükümeti yatak odalarımıza sokmayacağız.
Fikrini beğenmediği genç kızı, “Çok mu kürtaj yaptırdın” diye sorgulayan Ankara Belediye Başkanı’nı sevenler olabilir.
Biz bu çirkin maçoluğa karşı duracağız.
* * *
Hafta sonu Diyarbakır’daydım.
Başbakan’ın bahsettiği o “ölüleri seven insanlar”ı gördüm.
Erdoğan’ın bir özrü esirgediği, sorumlularını ısrarla gizlediği katliamda yakınlarını kaybetmişlerdi; evet, onlar da en az şehit aileleri kadar ölülerini seviyor, vur emri verenlerden, katliamı örtbas edenlerden hesap soruyorlardı.
Keşke siz de onları biraz sevebilseydiniz Sayın Başbakan!
Belki o zaman hiç değilse Hüseyin Çelik kadar empati yapabilir, bu katliamı kürtaja benzetmezdiniz.
Başkan olacağım diye milliyetçi oylara göz kırparken bölgeyi tamamen kaybetmezdiniz.
Medyaya haki tasmalar yerine ak tasmalar dağıtmaz, tasmasız bir ülke dilerdiniz.
Tarihte pohpohlarla vicdanı köreltilmiş liderlerin sonunu bilir, alkışlar yerine vicdanınıza kulak verir, insaf ederdiniz.


CAN DÜNDAR.


bana dayatılan bu hayatı kabul etmiyorum. yaşama alanımı ve hakkımı talan eden cellatı, celladıma aşık olup gülümseyenleri ve hayatlarını lanetliyorum.

dilerim sonlarınız yakındır!

YELİZ.

3 yorum:

  1. aynı dileklerle bilenmekteyim

    YanıtlaSil
  2. Millet resmen kafayı yemiş ya! Gel sen doğur diyesi geliyor insanın!

    YanıtlaSil
  3. Ben yuh artik bu kadari da olmaz kimse bunu unutmaz kabullenmez dedikce hersey normallesip daha sacma yasaklar yaptirimlar demokrasi adi altinda geliyor ard arda! Umut etmek istiyorum bunlar gidecek bozduklari yiktiklari cirkinlestirdikleri hersey birer birer duzelecek aydinliga cikacagiz yakinda diye umit etmek istiyorum! Ama her gecen gun yok artik bu kadar sapitmis olamaz bi zihniyet dedirten seyler oluyor.
    Uzeri ortulen oyle cok sey var ki! Artik millet bu kadarina tepki verir bi duralim bi dusunelim demiyorlar bile cunku milletin tepki verecegi her yolu tikadilar istersen konus istersen kitleleri uyandirmaya calis direk iceri tikiyorlar.
    Peki nasil nasil bitecek bu kabus?!
    Kurtaji yasaklamak ne demek herkes 3-5 dogursun ne demek! O cocuklarin hakkini koruyabiliyor musun ki egitim is saglayabiliyor musun?! Daha simdiki genc nufusu yeterli donanimla yetistiremiyorken 3-5 istemek nasil bi yuzsuzluktur!

    Her turlu yolsuzlugu piskinligi yapacaksin hicbir sucu olmayan gazeticeleri uydurdugun bi sucla bile suclayacak kanitin olmadan senelerce icerde tutacaksin, kendi yandasina para is akitacaksin, ugruna ne savaslar verilen yoktan var edilen bir vatanin icine edeceksin, dunyanin gormedigi tek kelimeyle mukemmel bir liderin Ataturk'un her detayini dusunup nerelerden nerelere getirdigi bu ulkeyi mahvedeceksin sonra millet oyalansin diye kurtaj,futbolda sike, ivir ziviri atacaksin yem gibi ki biz neler donuyo anlamayalim hooop onumuze getir yeni anayasayi akla zarar kurallari!

    Yemiyoruz yemiyoruz da biseyde yapamiyoruz ama elbet bitecek bu cile!...

    YanıtlaSil