25 Şubat 2013 Pazartesi

Git Çocuk..



7 yaşındaydım,
Sesini duymadığım babamın yüzünü dahi hatırlamıyordum.
Annemle birlikte, dedeme ait iki katlı müstakil bir evde iki dayım ve iki teyzemle birlikte yaşıyordum.
Velayet davalarının, tehditlerin en değerli 'malı'ydım.
Erkek demek benim için, dayı ve dede demekti.
Ailemin sevdiği, evin tek çocuğuydum. Ben de çok düşkündüm onlara..
Genç annem, çocuk eğitimi için yetersizdi. Hem gençti, hem de bir sürü sorunu vardı başetmesi gereken. Dul olmak gibi, çocukla baba evine dönmek gibi, para kazanıp benim masraflarımı karşılamak gibi..
Teyzelerim ve dayılarım.. hepsi ergenlik dönemini yaşayan gençlerdi..Çocuk eğitimi hakkında fikirleri yoktu, ilgileri de..
Annanem ve dedem.. orta yaşlarda genç çocukları ve dul kızlarının sorunlarına boğulmuşlardı..Çocuk eğitimi için zamanları yoktu. Üstelik 'eski insan' ne bilir çocuk eğitimini..

Bense, 'haşarılık' için müsait olan bu ortamı sonuna kadar kullanıyordum. Sabah kahvaltısı yapmadan sokağa fırlayan, akşam ezanına kadar sokak sokak gezip oynayan, bacakları hep yara bere içinde, saçları bitlenmesi diye hep kısa kesilen kız çocuğuydum.
Sorun bu değildi.
Hatta bir çocuk daha nasıl yaşabilir ki çocukluğunu..
Sorun,
Nefret edilen damadın yaptıkları idi. Anne bir taraftan, annane birtaraftan,dayılar teyzeler, bayram tatiline gelen uzak akrabalar hepsi, herkesin nefret ettiği evin damadı, yani babamın anneme yaşattıkları tek tek beynime kazınmıştı/kazımışlardı.

Yani ben, 7 yaşında kendi hayatımdan önce başkalarının (ailemin) hayatına kafa yormam gerekiyordu. Onların hayatının muhakemesini yapıp, haklıyı hakzısı bulup, ona göre sevecek yada sevmeyecektim..

neden mi anlatıyorum..?

***

'Ben burada yasayamam. Burası büyük bir şehir. Ben orada okumak istiyorum. Arkadaşlarım orada. Seni seviyorum ama ozür dilerim, lütfen hayatıma saygı duy.' Fotoğraflarda gördüğünüz 7 yaşındaki çocuğun sözleri..

Var ettiğim insanın olgunluğu ve kararları karşısında eziliyor ve alcaliyorum.
Ayrı yaşadığımız 2 yıl boyunca, içinde yaşadığım toplumun, kültürün hatta ailemin dahi vicdanımın üzerinde oluşturmaya çalıştığı baskı..

Kararlarımı, vicdanımı, duygularımı zaman zaman sorgulamama sebep olan, suratınıza takındığınız en acı dolu ifadeleriniz, drama dolu senaryolarınız, travma yaratacak nasihatlarınız..

Anneliğin, tam bir 'sahiplenme' ve 'herşeyden vazgeçercesine adanış' olduğu iddalarınız..

Şimdi, size dayatılıp inanmanızı sağlayan tüm bu şaçmalıkları bir kenara bırakıp, 7 yaşındaki bir çocuğun sözlerine tekrar kulak verin,

'.... Lütfen hayatıma saygı duy.'

Basardim.
Icinde yasadigim toplumun istediği gibi degil hayalini kurduğum,
'Annesinin oğlu' değil, bir birey yetiştirdim.
Bugün, gururun en büyüğünü yaşıyorum.

Artık arkasından,
Gitme çocuk.. demeyeceğim.
Git çocuk..Büyü ve hayatını yaşa!

 

8 yorum:

  1. yemin ederim son cümlenle birlikte tüylerim diken diken oldu! bu kadar mı güzel anlatılır duygular..
    seni anlıyorum diyemiyorum yelizim, cünkü böyle acıları sıkıntıları ancak yaşayan bilir, anlar. ama seni takdir ediyorum! hem böyle yakışıklı bi oglan cocugu dogurdugun icin, hem de onun böyle aklı basında küçük adam gibi bir birey olmasına izin verdigin icin! hep bu baskılar degil mi zaten patlamalarımızın sebebi..
    allah kavustursun en yakın zamanda tekrardan ^.^

    YanıtlaSil
  2. Onun bir birey oldugu o kadar belli ki!... ne guzel nerde yasamak istedigine karar verebilecek nedenleriyle bunu anlatacak bir insan yetistirmissin. evet o yakinlarin hatta iki gram taniyip hayatin hakkinda zerre bilgisi olmadan ahkam kesip akil verenlerin anlayamayacagi sekilde bir annesin iyi guzel ve dogru bir annesin Yelizim. Ve onun kararina saygi duydugun bu kucucuk yasta hayati hakkinda karar vermesini saglayabildigin icin hep cok iyi bir iliskiniz olacak hep cok yakin olacaksiniz. Biliyorum...

    YanıtlaSil
  3. Yeliizzz!! tek bişey diyeceğim; seni de anneliğini de hayata bakışını da çok seviyorum! ve en çok da bu bilge çocuk Berk'i! ne güzel yetiştirmişsin,helal sana be! <3 <3 <3

    YanıtlaSil
  4. fotoğraflar da olmasa boğazıma inen düğümü çözemezdim.

    YanıtlaSil
  5. Allahımm! öldüm bittim eridim :(((

    YanıtlaSil
  6. Bahtın açık olsun yakışıklı çocuk :)

    YanıtlaSil
  7. Ah yeliz ah ! Gecenin bu saati uykusuzkuktan geberdiğim halde kalbimdeki o sancı yüzünden uyuyamadığım ve senin bir blogun olduğunu keşfettiğim anda, ilk okuduğum yazı bu olmamalıydı :( gözyaşlarımı tutamıyorum. 2 gündür anneliğin nasıl güzel ama nasıl zor ve ağır bir görev olduğunu daha da fazla anladım... Allah'ım yavrularımıza sağlık versin. O sağlıklı ve mutlu olsun da varsın uzakta olsun.

    YanıtlaSil
  8. Bloguna baktım Yeliz Abla... Çocukluğum seninkiyle birebir aynı sayılır. Ama ben babamı küçükken kaybettim. Sonra annemlere gidince baba tarafı nefreti, babamlara gidince anne tarafı nefreti... Sonra büyüdüm dertlerle, gözyaşlarıyla. Acının içinde ben kendi kendime büyüdüm. Anneme ben anne oldum. O da küçüktü senin gibi daha 18'indeydi doğduğumda. Benim ve annemin hayatı bir hayat. Çok klişe olacak am bir elmanın yarısı gibi o ağlar ben ağlarım, o güler ben gülerim. İnstagram sayfana ve bloguna bakınca sanki bizim hayatımız sizin hayatınızın ikizi gibi... Tuhaf Berk'te de, sende de, Gece'de de ben ile annemi gördüm... Dilerim her şey gönlüne göre olur...

    YanıtlaSil