17 Ocak 2015 Cumartesi

Kar Tanesi



'Kar tanesini mesken tutmuş, oynaşan iki kedi için yalnızca ve lâkin herkes bundan sebeplenir..'
Buradan başlarım hikayemi anlatmaya..
Dünyaya düşüşümün 29. Yılı...

Geçen günlerde çok kibar bir mail aldım. Hadi anlat dediler. Bu minik kutu sensin, hadi doldur içini dediler..
Binlerce insan girdi çıktı hayatıma..
Yüzlerce mekan.
Binbir türlü hikaye.
Ve çeşit çeşit 'ben' gördüm.

Nasıl sığayım bu kutuya?
Sığamadım..
Her bir simge ile bir yerde karşılaştım mutlaka. Sevdim, sevildim. Nefret ettim.
Ağladım ağlattım. Hoş kahkalar da attım. Hangisini anlatmalı?
Doldum doldum taştım o damla tanesine..

Sonra, 'geçmiş' de kalan ne varsa çıkartmaya başladım.

Tüm sürünmüşlüğümü, savrulmuşluğumu ardımda  bıraktım. Doğal acıları yaşamaktan ziyade içine kimyevi düşler girmiş, hologramı hala çok diri renkli fotoğrafları kırpıp yerleştirmek istedim.

İçimde dört kolla tutunduğum, sirenleri her daim çalan koskocaman aşklarım.
Anne sütüm... Mahallemdeki çocuklardan üttüğüm tasolarım.. Çocuklarım..
Şu hayatta, damarlarımda çağlayan gerçek mutluluğum oldular..

Bir camdan damla şimdi elimde,
Dönemi hiç geçmeyecek, hiç bir zaman ardımda kalmayacak her daim içinde yaşayabileceğim bir camdan damla tanesi...

İçinde iki kedinin oynaştığı bir kar tanesi ile onlara daima aydınlık verecek bir taş...
Benim ailem..


Son derece benim.
Son derece kıymetli..
İşte benim hikayem..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder