15 Şubat 2016 Pazartesi

Gece'nin İlk Okul Deneyimi


 Gece artık bebeklik döneminden çıkıp ilk çocukluk dönemine girdi. Çevresiyle daha fazla iletişime geçmeye, etrafını gözlemlemeye, fark etmeye, karakterini, ileriki hayatında durumlar karşısında duruşunu belirleyecek anlamları yüklemeye dolayısı ile öğrenmeye başladı.

İkinci anneliğimde yaşımın da getirisi olarak daha az telaşlı, daha az aceleci, biraz daha rahat, az stresli bol eğlenceli, müdahaleci olmak yerine fırsatlar sunan bir annelik yolunda ilerliyorum, şimdilik…

Bunun gözle görülür faydalarını Gece’de çok net gördüm.
Ona bıraktığım alan ne kadar genişse o kadar hızlı ilerledi gelişimi, her açıdan; Fiziksel, ruhsal, psikolojik ve en önemlisi nörolojik açıdan.

Ev içinde etrafını hiç çitlerle sarmadım. Belirli bir oyun alanı olduğunu dikte etmedim. Bu benim inandığım düşüncelerime ait tercihlerim tabi, ama faydasını çok gördüm. Kas sisteminin hızlıca gelişip ayaklanmasını gördüm. İlk yürümeye başladığında peşinden koşmadım. Dur düşersin demedim. Koşma demedim. Aksine düştükçe ‘hey hadi kalk koşmaya devam et çok başarılısın! ^.^’ diye teşvik ettim.
Ve gördüm ki sık sık düşerek, doğru düşmeyi kısa bir süre sonra da daha az düşmeyi öğrendi.
Topu masanın altına kaçtığında bebek o alamaz diyerek koşmadım, ‘Haydi git topunu oranın altından al’ diyerek yol gösterdim. İlkinde eğilmesi gerektiğini hesaplayamadı kafasını çarptı masaya, ikincisinde kafasını korudu sırtını çarptı, üçüncüsünde artık öğrenmişti sürünerek masanın altınına girip topuyla geri çıkıyordu :)

Bizlerin aman bir top Allah aşkına iki saniyelik iş alıp eline vereceksin ne gereği var çocuğu dakikalarca yormaya diyerek hiç önemsemediğimiz o eylemle neler neler kazanabileceğini düşünmüyoruz hiç. Çocuğumuza birazcık ‘kıyabilseydik’, fırsat verseydik ve o topu kendisi alsaydı;

Analitik zekası gelişecekti. Topa en doğru şekilde ulaşma yolunu hesaplayacaktı kafasında. Hesapladığı yolu, uygulamaya dökecekti; kas ve denge sistemi gelişecekti. Girerken kafasını çarptığı masaya çıkarken de çarpmamak için çözüm arayacaktı nihayet elinde topla çıktığında, kendisine güvenecek, kendim yapabildim, başarabildim duygusunu hissedecekti. Pes etmemeyi, tek başına mücadele edip yardımsız sonuca ulaşabildiğini görecekti. Hatta çocuğun ileride belki başarılı bir matematik profesörü olacaktı bu basit eylem sonucu, ona bile engel oldun yufka yüreğinle gördün mü bak :)

Ben pedagog, uzman vs değilim elbette ama yanlış düşündüğümü de hiç sanmıyorum. 

Yani düşünsenize beyni daha tazecik, nöronların zehir gibi çalıştığı bir dönem, hayatını idame ettireceği tüm temel gereksinimlerini hızlıca ve çok yoğun bir şekilde öğreniyorlar. Bırakalım öğrensinler değil mi, çünkü bugün öğrendikleri her şeyi, yarın kullanacaklar.

Neyse konumuza dönelim,
Gece artık büyüyüp etrafıyla iletişimi daha çok artınca ben de yavaş yavaş okul düşünür oldum çünkü; etrafında akranları olsun, sosyalleşsin istedim en temel sebebim budur. Bizler sosyal canlılarız, kaç yaşında olursak olalım bir gruba dahil olmak isteriz. Aile, arkadaş.. Bence bebekler, çocuklar için de öyle. Gelişimi açısından etrafında kendi yaş grubundan arkadaş çevresi olmasının gerekliliğine mutlaka inanıyorum. 
Ancak yaşı itibariyle (22 aylık) bir bebek çocuk :) için bildiğimiz yarı veya tam zamanlı okul yuva vs için henüz erkendi. Ayrıca benim çocuğuma sunduğum öğrenim yolu buyken, okul ortamında da buna yakın bir program olması gerekirdi en azından bu dönem için.

Sonra, daha öncede açılışına katıldığım Kindyroo Ataşehir geldi aklımıza bir arkadaşımla konuşurken. Okulun ortaklarından Neslihan ile deneme dersi için sözleştik.

Öncelikle Gece sonra da benim için bir deneme dersiydi bu.

Şimdi burada biraz okuldan söz etmeliyim sanırım ‘neden tercih ettiğimi’ daha iyi anlatabilmek için;

Kindyroo Ataşehir bildiğimiz okul öncesi okullarından farklı. Yani burası bir anaokulu, kreş veya jimnastik salonu değil.Çocuğunuzun öğrenme potansiyelini en üst seviyeye çıkartmayı, çocuğun kaba ve ince motor becerilerinin gelişmesini amaçlayan kendi içerisinde sistematiği olan ebeveyn katılımlı bir program. Haftada bir ya da daha fazla katılabileceğiniz aynı zamanda sosyalleşme saati dedikleri serbest zamanlara da ekstradan gidebileceğiniz bir programları var.

Bebeğiniz 6 haftalıkken başlayıp ( BabyROO) , 5 yaşına kadar devam edebileceğiniz güçlü bir sistem söz konusu.

Peki Ne yaptık biz bu bir saatlik programda?

Gece daha önce dediğim gibi 22 aylık olduğu için 6 çocuklu kendi yaş grubuna ait gruba dahil oldu. Önce ders başlayana kadar oyun katında (Bu arada 5 katlı kocaman bir yerden söz ediyorum :)) yeni ortamı tanıma fırsatı buldu.. Oyuncaklarla ilgilendi, etrafındaki ders arkadaşlarını izledi bir iki oyuncak alış veriş temasına girdi J
Sonra ders saati gelince çocukları alıp programın uygulanacağı, parkurların olduğu asıl kata çıktık. Başlamadan önce çocukları hazırladık. Rahat hareket edebilecekleri kıyafetler giydirildi çorapları çıkartıldı. Dersin ilk yarısı parkurlarda başlıyor. İnstagram da bu parkurlardan paylaşım yapmıştım. 

Haftada bir şeklini değiştirdikleri bir parkur sistemleri var. Çocuklar başlangıç noktasından başlıyor ve bitişe kadar birçok farklı noktadan, engelden geçerek bitiş noktasına varıyor.
Bu parkur içerisinde merdivenler, yan yürüyüş alanları, halka içinden geçilmesi gereken yerler, halatlar mevcut. Çocuğunuz uzman eğitmenler eşliğinde kullanıyor bu alanı. Merdivenden çıkıp, geri geri inme, yan yürüme, tırmanma, sürünme,emekleme, eğilip kalkma gibi birçok vücut hareketini defalarca tekrarlıyor. Parkur içinde birçok engelle karşılaşıyor ve bunları aşmak zorunda kalıyor.

Kas ve denge sistemi, motor becerilerini, düşünme ve pratikte uygulama için bence muazzam bir çalışma.

Programın ikinci bölümü ise daha çok ekip çalışması şeklinde. Çocuklar yine uzman eğitmenler ve ebeveynlerinin de eşliğinde interaktif şekilde derse devam ediyorlar. Müzik eşliğinde ritim, basit koreografinin hakim olduğu danslar, minik öyküler, o haftanın temasına ait oyunlar ( bizim katıldığımız hafta kuştu J) renkli paraşütle çeşitli aktiviteler gibi kısa kısa bıktırmadan, çocukların ilgisi dağılmadan dolu dolu bir programdı. En önemlisi eğitmenlerin hangi aktiviteyi ne sebeple yaptığımızı anlatıyor olması. Böylelikle, çocuğa olan faydasının sebep sonuç ilişkisi içinde tarafınıza aktarılıyor. 

Gece bu kısma pek ilgi göstermedi, parkurda vakit geçirmek istese de ara ara bu aktivitelere katılıp tekrar parkura koştu. Program sonrası eğitmenlerle konuştuğuma göre ilk dersler için bu normal bir durummuş.
Ancak Gece’nin olduğu grupta 4 aylıkken başlayıp düzenli devam eden bir dünya güzeli kız çocuğu vardı ki, sizi temin ederim bunu bilmeden, ders içerisindeki katılımı ve hareketlerinden fark ediliyordu :) Annesiyle sonra konuştuğumuzda söyledi 4 aylıkken başladığını ve ona ders esnasında bunu fark ettiğimi söyledim J Maşallah ona.

Bizim ilk deneme dersimiz böyle geçti bence gayet verimliydi. Şimdi haftada bir saat devam edeceğiz. J

Her şey biraz beklentilerinizle alakalı tabii,
Ben renkleri veya rakamları öğrenmesinden ziyade, en temeli işin özünü çözsün istiyorum.
Bu da bence yukarıda saydığım küçük nüansların altında yatıyor.. 
Şu aşamada benim için masanın altına kaçan topun ne renk olduğu pek önemli değil :)

Sevgiyle kalın

4 yorum:

  1. merhaba,
    bizde bursa şubesine gittik ege ile. evet mekan güzel ama bana çok telaşlı, çok aceleci ve çok gürültülü geldi dersleri. müzik çok yüksekti. bebekler birbirleriyle rahatça iletişime geçemeyecek kadar hızlı gelişiyordu olaylar. hooop birden müzikli ders bitti ve parkurlu alana geçtik. orada da bir karmaşa, bir telaş. bebekler karga tulumba parkur geçmeye çalışıyorlar. ve derken o da bitti. serbest zamana geçtik. ege anca o zaman bir oh dedi açıkçası.
    bu kadar hız benim bile başımı döndürürken minnacık bebelerin üzerinde nasıl bir etkisi olacaktır bilemiyorum.
    bu arada sizin bebelerinizin hastasıyım :) allah evlatlarımıza sağlık sıhhat uzun ömürler versin...

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Bizleri böyle güzel bir anlatımla bilinçlendirdiğiniz için teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Yazınızı severek ve kendi açımdan üzülerek okudum😕 bu noktada ben zayıf kızım da eksik kaldı ne yaptıysam emeklemedi yüzü koyun yatmayı sevmedi emeklemesen yürüdü yürüdükçe düştü düştükçe korktu korktukça korudum 24ay bitti hala o topu ordan alamaz ve ben yapamam diyor 😞 Ben de bu konuda sınıfta kaldım ve çok üzülüyorum.tabi Edirne'de böyle fiziksel olarak geliştirebileceği ortamlar da yok😕 Ama en azından siteyi takip edip belki evde yapabileceğim şeyleri görebilirim.sevgiler

    YanıtlaSil
  4. 26 yasindayim. Anneme okutmayi dusunuyorum. Keske bana da boyle davransaymis belki o zaman hersey daha farkli olabilirdi... Tesekkur ediyorum iyiki varsiniz <3

    YanıtlaSil