Gece artık bebeklik döneminden çıkıp ilk çocukluk dönemine
girdi. Çevresiyle daha fazla iletişime geçmeye, etrafını gözlemlemeye, fark
etmeye, karakterini, ileriki hayatında durumlar karşısında duruşunu
belirleyecek anlamları yüklemeye dolayısı ile öğrenmeye başladı.
İkinci anneliğimde yaşımın da getirisi olarak daha az telaşlı,
daha az aceleci, biraz daha rahat, az stresli bol eğlenceli, müdahaleci
olmak yerine fırsatlar sunan bir annelik yolunda ilerliyorum, şimdilik…
Bunun gözle görülür faydalarını Gece’de çok net gördüm.
Ona bıraktığım alan ne kadar genişse o kadar hızlı ilerledi
gelişimi, her açıdan; Fiziksel, ruhsal, psikolojik ve en önemlisi nörolojik
açıdan.
Ev içinde etrafını hiç çitlerle sarmadım. Belirli bir oyun
alanı olduğunu dikte etmedim. Bu benim inandığım düşüncelerime ait tercihlerim
tabi, ama faydasını çok gördüm. Kas sisteminin hızlıca gelişip ayaklanmasını
gördüm. İlk yürümeye başladığında peşinden koşmadım. Dur düşersin demedim.
Koşma demedim. Aksine düştükçe ‘hey hadi kalk koşmaya devam et çok başarılısın!
^.^’ diye teşvik ettim.
Ve gördüm ki sık sık düşerek, doğru düşmeyi kısa bir süre sonra da
daha az düşmeyi öğrendi.
Topu masanın altına kaçtığında bebek o alamaz diyerek koşmadım,
‘Haydi git topunu oranın altından al’ diyerek yol gösterdim. İlkinde eğilmesi
gerektiğini hesaplayamadı kafasını çarptı masaya, ikincisinde kafasını korudu
sırtını çarptı, üçüncüsünde artık öğrenmişti sürünerek masanın altınına girip
topuyla geri çıkıyordu :)
Bizlerin aman bir top Allah aşkına iki saniyelik iş alıp eline
vereceksin ne gereği var çocuğu dakikalarca yormaya diyerek hiç önemsemediğimiz
o eylemle neler neler kazanabileceğini düşünmüyoruz hiç. Çocuğumuza
birazcık ‘kıyabilseydik’, fırsat verseydik ve o topu kendisi alsaydı;
Analitik zekası gelişecekti. Topa en doğru şekilde ulaşma yolunu
hesaplayacaktı kafasında. Hesapladığı yolu, uygulamaya dökecekti; kas ve denge
sistemi gelişecekti. Girerken kafasını çarptığı masaya çıkarken de çarpmamak
için çözüm arayacaktı nihayet elinde topla çıktığında, kendisine güvenecek,
kendim yapabildim, başarabildim duygusunu hissedecekti. Pes etmemeyi, tek
başına mücadele edip yardımsız sonuca ulaşabildiğini görecekti. Hatta çocuğun
ileride belki başarılı bir matematik profesörü olacaktı bu
basit eylem sonucu, ona bile engel oldun yufka yüreğinle gördün mü bak :)
Ben pedagog, uzman vs değilim elbette ama yanlış
düşündüğümü de hiç sanmıyorum.
Yani düşünsenize beyni daha tazecik, nöronların zehir gibi
çalıştığı bir dönem, hayatını idame ettireceği tüm temel gereksinimlerini
hızlıca ve çok yoğun bir şekilde öğreniyorlar. Bırakalım öğrensinler değil mi,
çünkü bugün öğrendikleri her şeyi, yarın kullanacaklar.
Neyse konumuza dönelim,
Gece artık büyüyüp etrafıyla iletişimi daha çok artınca ben de
yavaş yavaş okul düşünür oldum çünkü; etrafında akranları olsun, sosyalleşsin
istedim en temel sebebim budur. Bizler sosyal canlılarız, kaç yaşında olursak
olalım bir gruba dahil olmak isteriz. Aile, arkadaş.. Bence bebekler, çocuklar
için de öyle. Gelişimi açısından etrafında kendi yaş grubundan
arkadaş çevresi olmasının gerekliliğine mutlaka inanıyorum.
Ancak yaşı itibariyle (22 aylık) bir bebek çocuk :) için
bildiğimiz yarı veya tam zamanlı okul yuva vs için henüz erkendi. Ayrıca benim
çocuğuma sunduğum öğrenim yolu buyken, okul ortamında da buna yakın bir
program olması gerekirdi en azından bu dönem için.
Sonra, daha öncede açılışına katıldığım Kindyroo Ataşehir
geldi aklımıza bir arkadaşımla konuşurken. Okulun ortaklarından Neslihan ile
deneme dersi için sözleştik.
Öncelikle Gece sonra da benim için bir deneme dersiydi bu.
Şimdi burada biraz okuldan söz etmeliyim sanırım ‘neden tercih
ettiğimi’ daha iyi anlatabilmek için;
Kindyroo Ataşehir bildiğimiz okul öncesi okullarından farklı.
Yani burası bir anaokulu, kreş veya jimnastik salonu değil.Çocuğunuzun öğrenme
potansiyelini en üst seviyeye çıkartmayı, çocuğun kaba ve ince motor becerilerinin gelişmesini
amaçlayan kendi içerisinde sistematiği olan ebeveyn katılımlı bir
program. Haftada bir ya da daha fazla katılabileceğiniz aynı zamanda
sosyalleşme saati dedikleri serbest zamanlara da ekstradan gidebileceğiniz bir programları var.
Bebeğiniz 6 haftalıkken başlayıp ( BabyROO) , 5 yaşına kadar
devam edebileceğiniz güçlü bir sistem söz konusu.
Peki Ne yaptık biz bu bir saatlik programda?
Gece daha önce dediğim gibi 22 aylık olduğu için 6 çocuklu kendi
yaş grubuna ait gruba dahil oldu. Önce ders başlayana kadar
oyun katında (Bu arada 5 katlı kocaman bir yerden söz ediyorum :))
yeni ortamı tanıma fırsatı buldu.. Oyuncaklarla ilgilendi, etrafındaki
ders arkadaşlarını izledi bir iki oyuncak alış veriş temasına girdi J
Sonra ders saati gelince çocukları alıp programın uygulanacağı,
parkurların olduğu asıl kata çıktık. Başlamadan önce çocukları hazırladık.
Rahat hareket edebilecekleri kıyafetler giydirildi çorapları çıkartıldı. Dersin
ilk yarısı parkurlarda başlıyor. İnstagram da bu parkurlardan paylaşım
yapmıştım.
Haftada bir şeklini değiştirdikleri bir parkur sistemleri var.
Çocuklar başlangıç noktasından başlıyor ve bitişe kadar birçok farklı noktadan,
engelden geçerek bitiş noktasına varıyor.
Bu parkur içerisinde merdivenler, yan yürüyüş alanları, halka
içinden geçilmesi gereken yerler, halatlar mevcut. Çocuğunuz uzman eğitmenler
eşliğinde kullanıyor bu alanı. Merdivenden çıkıp, geri geri inme, yan yürüme,
tırmanma, sürünme,emekleme, eğilip kalkma gibi birçok vücut hareketini
defalarca tekrarlıyor. Parkur içinde birçok engelle karşılaşıyor ve bunları
aşmak zorunda kalıyor.
Kas ve denge sistemi, motor becerilerini, düşünme ve
pratikte uygulama için bence muazzam bir çalışma.
Programın ikinci bölümü ise daha çok ekip çalışması
şeklinde. Çocuklar yine uzman eğitmenler ve ebeveynlerinin de eşliğinde
interaktif şekilde derse devam ediyorlar. Müzik eşliğinde ritim, basit
koreografinin hakim olduğu danslar, minik öyküler, o haftanın temasına ait
oyunlar ( bizim katıldığımız hafta kuştu J) renkli paraşütle çeşitli
aktiviteler gibi kısa kısa bıktırmadan, çocukların ilgisi dağılmadan dolu
dolu bir programdı. En önemlisi eğitmenlerin hangi aktiviteyi ne sebeple
yaptığımızı anlatıyor olması. Böylelikle, çocuğa olan faydasının sebep
sonuç ilişkisi içinde tarafınıza aktarılıyor.
Gece bu kısma pek ilgi göstermedi, parkurda vakit geçirmek
istese de ara ara bu aktivitelere katılıp tekrar parkura koştu. Program sonrası
eğitmenlerle konuştuğuma göre ilk dersler için bu normal bir durummuş.
Ancak Gece’nin olduğu grupta 4 aylıkken başlayıp düzenli devam
eden bir dünya güzeli kız çocuğu vardı ki, sizi temin ederim bunu bilmeden,
ders içerisindeki katılımı ve hareketlerinden fark ediliyordu :) Annesiyle
sonra konuştuğumuzda söyledi 4 aylıkken başladığını ve ona ders esnasında
bunu fark ettiğimi söyledim J Maşallah ona.
Bizim ilk deneme dersimiz böyle geçti bence gayet verimliydi.
Şimdi haftada bir saat devam edeceğiz. J
Her şey biraz beklentilerinizle alakalı tabii,
Ben renkleri veya rakamları öğrenmesinden ziyade, en temeli işin
özünü çözsün istiyorum.
Bu da bence yukarıda saydığım küçük nüansların altında
yatıyor..
Şu aşamada benim için masanın altına kaçan topun ne renk olduğu
pek önemli değil :)
Sevgiyle kalın
merhaba,
YanıtlaSilbizde bursa şubesine gittik ege ile. evet mekan güzel ama bana çok telaşlı, çok aceleci ve çok gürültülü geldi dersleri. müzik çok yüksekti. bebekler birbirleriyle rahatça iletişime geçemeyecek kadar hızlı gelişiyordu olaylar. hooop birden müzikli ders bitti ve parkurlu alana geçtik. orada da bir karmaşa, bir telaş. bebekler karga tulumba parkur geçmeye çalışıyorlar. ve derken o da bitti. serbest zamana geçtik. ege anca o zaman bir oh dedi açıkçası.
bu kadar hız benim bile başımı döndürürken minnacık bebelerin üzerinde nasıl bir etkisi olacaktır bilemiyorum.
bu arada sizin bebelerinizin hastasıyım :) allah evlatlarımıza sağlık sıhhat uzun ömürler versin...
sevgiler...
Bizleri böyle güzel bir anlatımla bilinçlendirdiğiniz için teşekkürler
YanıtlaSilYazınızı severek ve kendi açımdan üzülerek okudum😕 bu noktada ben zayıf kızım da eksik kaldı ne yaptıysam emeklemedi yüzü koyun yatmayı sevmedi emeklemesen yürüdü yürüdükçe düştü düştükçe korktu korktukça korudum 24ay bitti hala o topu ordan alamaz ve ben yapamam diyor 😞 Ben de bu konuda sınıfta kaldım ve çok üzülüyorum.tabi Edirne'de böyle fiziksel olarak geliştirebileceği ortamlar da yok😕 Ama en azından siteyi takip edip belki evde yapabileceğim şeyleri görebilirim.sevgiler
YanıtlaSil26 yasindayim. Anneme okutmayi dusunuyorum. Keske bana da boyle davransaymis belki o zaman hersey daha farkli olabilirdi... Tesekkur ediyorum iyiki varsiniz <3
YanıtlaSil